- Şubat 8, 2022
- Yayınlayan: Erkut AKKARTAL
- Kategori: Köşe Yazıları
Lojistik Kıskaçta
Lojistik ve Tedarik Zinciri faaliyetleri, son yıllarda dijitalleşme ve sürdürülebilirlik başlıklarına daha fazla önem vermeye başlıyor. Bir nevi kıskaçta diyebiliriz, çünkü yeni başlıklar yeni maliyetler ve motivasyonlar demektir.
Salgın ile beraber ivmelenen dijitalleşme süreçleri, sosyal medyanın ve e-ticaretin de desteği ile daha da hız kazandı. Ancak, acaba bu hıza uyum sağlayabilecek insan kaynağı hazır mı? Nereden bakarsak bakalım, konu yine eğitime geliyor. Derste öğretmen bilgi veriyor ama o bilgi internette zaten var! O zaman, bilmek değil, yapabilmek daha da önem kazanıyor. Eğitim kurumlarının, şirket paydaşlarına sahip olması ve kendilerini bu paydaşkardan gelen geri besleme ile sürekli iyileştirmesi kaçınılmaz.
Dijitalleşme deyince direk yazılım ve mühendislik alanları akla geliyor ama işin yönetimsel ve maliyet muhasebesi tarafı da var. Sürdürülebilir olması için dijilatalleşmeye daha yüksek bir maliyet ayırmak gerekiyor ama bu enflasyonist ortamda bunu yapmak da kolay değil.
Dijitalleşmenin geldiği son noktada Metaverse olgusu en çok konuşulan konu ve merak edilen, acaba tedarik zinciri de bir gün bundan nasibini alacak mı? Bundan 5 ya da 10 sene sonra bambaşka bir konseptte konuşuyor olabiliriz.
Sürdürülebilirlik konusunun artık iyice hücrelerimize doğru yönelmesi ise, en çok lojistiği, ya da tersine(reverse) lojistiği memnun etti bence. Kıt kaynakların sonsuz ihtiyaç ve isteklere yöneltilmesini organize eden ekonomi yönetimleri, tersine lojistiği sürdürülebilirliğin önemli bir parçası saydıkça, sektörümüzün önemi katlanarak artacaktır.
Diğer taraftan, gelişmekte olan ülkelerin ortak yapısı, üretime nazaran hizmet sektörünün, milli gelire daha fazla katkıda bulunuyor olmasıdır. Hizmet sektörünün en önemli aktörü konumuna gelen lojistik ve taşımacılık sektöründe çalışanlar için ise, sürdürülebilir bir model bağlamında, gelir dağılımdaki eşitsizliğin giderilmesi birinci önceliği alıyor. Bu sebeple lojistik çalışanlarının sıkıntılarını ekranlarda görüyor ve okuyoruz. Gelir dağılımdaki eşitsizliği gösteren ekonomideki Lorenz eğrisi maalesef daha kambur bir hal alarak, sürdürülebilir hizmet sektöründeki lojistik çalışanlarının alım gücünü sürekli düşürüyor.
Djitalleşemeyecek tek şeyin son nokta teslimatı(Last-mile delivery) olduğu düşünüldüğünde, kurye çalışanları için uygulanan kendi firmanı kur modelinin, gelişmiş ülkelerdeki gibi sonuç verebileceğini düşünmek acaba ne kadar geçerli?
İtalya’da Roma’da kırmızı ışığa yaklaştığınızda, arabalar bizdeki gibi ışığın dibinde durup yeşili görmek için kafayı arkaya götürmez. 10 metre once durur ki, motosikletler arkadan gelip arabanın önünde dursun ve yeşil yandığında önce onlar geçsin diye. Nerede yazıyor bu kural, hiç bir yerde. Buyrun gidin kendiniz görün. Bizde ise moto-kuryelere bisiklet muamelesi yapılır. Ne acı !
Özetle, bu kıskaçtaki yeni olgulara bakarken, var olanı da kaybetmemek gerekiyor ve farkındalığın biraz daha artması gerekiyor.
Düşünce dünyayı o kadar iyi organize edebilir ki, artık onu göremezsiniz. – Anthony De Mello
Sağlıklı ve güneşli günlere…