Yine Yeniden mi?

Erkut AKKARTAL

Prof. Dr. Erkut Akkartal

Yeditepe Üniversitesi Lojistik Yönetimi Bölümü Bölüm Başkanı

Yine Yeniden mi?

Uluslararası ticaret ve lojistiğin en önemli göstergelerinden olan Baltık kuru yük endeksi (Baltic Dry Index-BDI), pandeminin başlarında indiği ortalama 400’lü seviyelerden, yaklaşık 12 ile çarparak Ekim 2021’de çıktığı 5000’li seviyelerden çok çok uzak. Halbuki ne kadar da çok sevinmiştik her şey normale dönüyor diye…

grafik
Kaynak: https://tradingeconomics.com/commodity/baltic

Ne yazık ki, son 1 ayda, günümüz itibarıyla BDI, yaklaşık yarı yarıya düşerek 2400’lü seviyelere indi yine. İleriye dönük kontrat yapılamayan bu dönemde navlunu tahmin etmek, fal bakmaktan daha zor oldu. Kadıköy’de ablamın tavsiye ettiği suya bakıp geleceği gören falcı kadına gitsem daha iyi…

Ne teknik analiz kaldı, ne de trend analizi. Yukarıdaki grafikte ani çıkış ve inişlerin görüldüğü manzara istatistikte standart sapma olarak bilinir. İlk lojistisyen olduğum 1989 yılında logistics kelimesinin Logic (mantık) ve Statistics (istatistik) kelimelerinden türetildiğini öğrendiğimde, hobi (ve biraz da sosyal çevre) olsun diye haydi bir yüksek lisans yapayım deyip istatistik bilim dalını seçmiştim. Standart sapma kelimelerini kullanırken bu yüzden çok rahatım.

Standart sapma (ya da işletmedeki karşılığı olan: risk) yüksek olduğunda hiç kimse fiyat vermek istemiyor ya da geniş bir fiyat bant aralığı konuşuluyor. Bu nedenle, zarar riskini yönetmek için firmalar döviz kuru risklerini “Hedge” ediyor. E tabii bunun da bir maliyeti var, arabanızı kasko yaptırmak gibi düşünün.

Son 2 senedir en çok duyulan ve söylenen kelimelerin başında kriz değil, tedarik zincirinin kırılganlığı kelimeleri geliyor. Düne kadar lojistikle ilgilenenlerin ve de lojistik bölümlerinde okuyan öğrencilerin ne tür işlerle uğraştıklarını pek umursamayanlar, “vallahi ne kadar da önemli bir iş/bölüm seçmişsin” demeye başlamadılar mı?

19 Kasım 2021 tarihi itibarıyla Almanya tekrar kapanmaktan bahsetmeye başladı bile. Büyük ihtimalle ülkeler kendi risklerini kendisi yönetecek, topluca bir karar alınmayacak. Dedikodusu bile yetti, THY hisseleri tekrar değer kaybetmeye başladı. Neyse biz yine göstergelere dönelim.

BDI, LPI (Lojistik Performans Indeksi) ve ülkelerin kendi makro ekonomik göstergeleri derken, uluslararası ticaret ve lojistik faaliyetlerini etkileyen en önemli değişkenlerin, gelişmiş ülkelerin uyguladığı para politikaları olduğunu görüyoruz. Herkesin gözü ADB merkez bankası FED’in faiz oranında. Buradan bakıldığında, belki de tek tesellimiz, birinci sınıfta ekonomi dersinden devamsızlıktan kalan öğrencilerin, faiz-kur ilişkisini öğrenmeye çalıştığını görmek oldu.

İyi bir lojistisyen’in stratejik kararlar alabilmek için makro ekonomiden de anlaması ya da bu konuda kendisine verilen bilgileri değerlendirebilmesi de gerekiyor. İşte bu yüzdendir ki, sektörümüzde TEDAR, LODER, UND, Utikad gibi eğitim de veren dernekler var. Belki de lojistik sektörü üniversite-dernek-özel sektör üçgenini en verimli kullanan endüstrilerin başında geliyor. Şirketlerin de çalışanlarına sürekli eğitim desteği verdikleri görmek bizi sevindiriyor. Çünkü çalışma hayatına başlamadan önce üniversitelerde alınan eğitim, gençlik yıllarının çılgınlığı (haklı olarak) henüz atlatılamadığından, önemli bir farkındalık yaratamıyor.

Son kez konumuza dönecek olursak, lojistiysen olarak, sert tedbirlerin tekrar gelme olasılığını göz önünde bulundurarak riskleri buna göre yönetmeliyiz. Ayağım karada oldukça, denizden hoşlanırım (Douglas Jeddomo) mantığı ile hayatı sürdürmek çok zor. Ayrıca unutmayalım; cesareti olmayan insan, keskin kenarı olmayan bıçağa benzer (Benjamin Franklin).

Yönetilebilen risklerinizin olması dileklerimle.